SIK SORULAN SORULAR
Erişkinlerde genellikle edinsel dediğimiz yıllar içinde ortaya çıkan hastalıklar sık görülürken çocuklarda ise doğuştan gelen kalp hastalıkları sık olarak görülür.
Doğumsal Kalp hastalıklarının sıklığı yaklaşık % 1 ‘dir. Ülkemizde her yıl yaklaşık 12.00 Doğumsal Kalp hastalıkları ‘lı bebek dünyaya gelmektedir. Bu hastaların önemli bir kısmı doğumda bulgu vermemektedir. Anne, baba, kardeş veya yakın akrabasında Doğumsal Kalp hastalıkları olan çocuklar ilaveten risk altındadır. Bu hastalıklar doğuştan geldikleri için bu ismi alırlar.
Doğumsal Kalp hastalıkları’nın nedenleri tam olarak anlaşılmış değildir. Ancak gebelik esnasında kızamıkçık enfeksiyonu geçiren annelerde, erken gebelik döneminde Feniotoin, valproik asit gibi Epilepsi ilaçları, A vitamini gibi dermatolojik ilaçlar, Tiroid için kullanılan Lityum gibi ilaçlar ile çevresel ve genetik faktörler beraber Doğumsal Kalp hastalıkları gelişmesine etki etmektedirler.
Anne babası, kardeşi veya 1. Derece akrabalarında Doğumsal Kalp hastalıkları saptanan çocuklarda Doğumsal Kalp hastalıkları riskinde artış mevcuttur.
Muayene için başvuran her hastanın rutin muayenesinin bir parçası olmak üzere kalbi dinlenmeli ve herhangi bir üfürüm olup olmadığı ritim problemi olup olmadığı dikkatle dinlenmeldir.
Doğumsalkalp hastalıkları morarmayla seyredenler (Siyanotik) ve morarma olmayanlar (Asiyanotikler) olmak üzere iki gruba ayrılır. En sık görülen Doğumsal Kalp hastalığı VSD'dir. Erişkinde ise en sık görülen Doğumsal Kalp hastalığı ASD'dir.
Çabuk yorulma, göğüs ağrısı, morarması, solunum sıkıntısı, göğüs ağrısı, gelişme geriliği olan çocuklar mutlaka bir çocuk kardiyolojisi uzmanına muayene edilmelidir.
Her hastalığın belirtileri farklı olduğu gibi hastalığın şiddeti ve çocuğun bunu dışa vurması da farklılıklar gösterebilmektedir. Morarması olan kalp hastalıkları da her çocukta farklı bulgular gösterebilmektedirler.
Hemanjiyom adını verdiğimiz damarsal doğum lekeleri özellikle yüzde ve ensede sık olarak görülmektedirler. Bu doğumsal anomaliler sadece ciltte değil aynı zamanda karaciğerde de görülebilirler. Hemanjiyomlar genellikle masum hastalıklar olmasına rağmen bazı estetik sorunlara neden oldukları gibi Doğumsal kalp hastalıkları ile beraber görülebilmektedirler. Bu nedenle doğum lekesi olan çocukların mutlaka karın ultrasonu ve Kalp muayenelerinin yapılması gerekir.
Ekokardiyografi veya halk arasındaki ismiyle Eko ses dalgaları ile çalışan, radyasyon içermeyen ve insan sağlığına herhangi bir zararı olmayan harika bir tanısal yöntemdir.
Kalp hastalıklarının bazılarının tanısı normal Eko ile mümkün olmamaktadır. Böyle durumlarda hastalara çekilecek olan endoskopi benzeri bir hortumla Transözefagiyal eko veya TEE adını verdiğimiz yöntemle hastaların yemek borusuna girilerek daha kesin bir şekilde teşhis etmek, tedavi sürecini yönetmek de mümkündür.
Erişkin hastalardan farklı olarak çocuklarda görülen hastalıkların çoğu doğuştan gelir. Bununla beraber kalp romatizması, Kawasaki hastalığı, miyokardit, ritim problemleri gibi birçok hastalıkta edinsel olarak da görülebilmektedir.
Ülkemizde Doğumsal Kalp hastalıkları’nın anjiyo ve Ameliyatla tedavisinde Avtupa standartlarında başarıyla yapılmaktadır. Gerek anjiyo gerekse ameliyatlar 1 günlük bebeğe bile başarıyla yapılabilmektedir.
Yenidoğan bir bebek morarma, huzursuzluk, nefes almada zorlanma, solukluk, çabuk terleme gibi bulgularla kendini belli edebilir. Böyle durumlarda hastanın bir çocuk kardiyoloğun başvurmasında yarar vardır.
Anjiyo dediğimiz kapalı yöntemde hastanın kasıklarından girilerek kalbine ulaşılmakta, hastalığın teşhisi kesinleştirildikten sonra balonla delik genişletme, fazla damara cihaz koyma veya damara stent takma gibi hastanın hangi tedaviye ihtiyacı varsa o işlem yapılarak hastaya şifa sunulmaya çalışılmaktadır.
Anjiyoda öncelikle işlem yapılacak bölgeye bir tel ve kateter dediğimiz ince bir hortumla gelip renkli bir madde verilrek darlık, kaçak, fazladan damar gibi problemleri teşhis ediyoruz. Daha sonra da müdahale edilecek olan bölgeye gerekli işlemi yapıyoruz. Bir günlük bebeklere bile anjiyo yapmak mümkündür. Biz de çocuk hastalara anjiyo yapabiliyoruz.
Fetal ekokardiyografi, anne karnındaki bebeğin kalbini ultrasonografik yöntemle teşhis edilmesi yöntemidir. Ses dalgaalrıyla çalıştığı için radyasyon içermez, anneye ve bebeğe de herhangi bir zarar vermesi mümkün değildir. Anne karnındaki bebeğin kalbinde herhangi bir problem şüphesi olduğu zaman gebelerin Çocuk kardiyoloji uzmanına yönlendirilmesi gerekir.
Anne karnındaki bebeğin kalbindeki problemi teşhis etmenin en önemli avanatji daha bebek doğmadan yapılması gereken müdahaleler ve kullanılması gereken anjiyo malzemeleri ve ilaçların önceden hazırlıklarının tamamlanmasıdır. Bebek doğar doğmaz gerekli müdahaleler yapıldığı zaman hastanın yaşam şansı doğal olarak artmaktadır.
Kadın Doğum uzmanının bebeğin kalbinden şüphelenmesi bu sürecin en önemli aşamasıdır. Bundan sonraki aşamada yapılması gereken Perinatoloji uzmanın tarafından ayrıntılı ultrasononun çekilmesi ve ardından mutlaka Çocuk kardiyoloji uzmanı tarafından iki hafta arayla ayrıntılı Fetal Eko incelemesinin yapılması gereklidir.
Çarpıntısı olan çocuklar kalplerinin hızlı attığını söyleyebilirler veya göğsümde kuş çırpıyor diye de tarif edebilirler. Yenidoğan bebekler ise bunları dile getiremeyecekleri için ağlama ve huzursuzlukla kendilerini belli ederler. Bazen hastanın genel durumu kötüleşmeden bu durum ortaya çıkmaz.
Kalp bloğu olan hastaların kalp hızı da düşük olduğu zaman hastanın en önemli yakınması çabuk yorulma egzersiz kapasitesinde azalmayla hekime başvurabilirler.
Bazı ritim problemleri kalp pili takılarak tedavi edilirken, bazıları da anjiyo ile tedavi edilirler. Genellikle çarpıntıya neden olan fazladan olan elektriksel bağlantılar anjiyo ile dondurulma veya anjiyo ile yakma tedavisine iyi yanıt verirler.
Kalp kökenli göğüs ağrısı ise çocuklarda genellikle eforla ortaya çıkan, baskı hissi ile beraber olan bir göğüs ağrısı ile karakterizedir. Hasta göğüs ağrısıyla beraber ölüm korkusunun verdiği çarpıntı ve panik atakla beraber nefes almada zorluk yaşayabilir. Göğüs ağrısı göğüs üzerinde baskı veya göğsün üzerinde ağırlık olarak da tarif edilebilir.
Kısa süreli ağrılar, bıçak batar tarzdaki ağrılar, göğsün tamamını ilgilendirdiği düşünülen ağrılar genellikle masum karakterdedirler.
Göğüse sert bir şekilde çarpan top, golf sopası veya sert bir çarpışma nadiren ventriküler taşikardi veya ventriküler fibrilasyon dediğimiz ölümcül aritmilere neden olabilirler. Bu nedenle bu tip çarpışmalardan sonra en ufak bir şüphede hastanın 112 ile acilen kardiyoloji uzmanı bulunan bir merkeze transferi gerekmektedir.
Bazı kalp problemleri sinsi seyredebiliyor. Bazıları da ihmal edildiği için bu tarz üzücü durumlar yaşanmaktadır. Örneğin sporla ilgilenen herkesin yılda bir kez kardiyolojik açıdan muayene olmasında yarar vardır. Eforla ortaya çıkan göğüs ağrısını, çabuk yorulma, fazla terleme, çarpıntı, bayılma gibi şikayetleri olan insanların muayenelerini ve Eko çekmelerini kesinlikle öneriyoruz. Bununla beraber seyrek olarak hiçbir şikayeti olmayan bir hasta kardiyolojik açıdan da muayene edilmememişse ilk bulgusunu kalp durması olarak da gösterebilir.
Sporla ilgilenen herkesin ayrıntılı bir kardiyolojik değerlendirmeden geçmesi şarttır. Bu inclemelerin en önemlisi iyi bir öykü sorgulaması, tansiyon ölçümü, elektrokardiyografi ve Ekoakrdiyografidir. Bazı bireylerde Efor testi, kan tahlili ve holter ekg çekilmesi de gerekebilir. Tüm bu testlere rağmen bile seyrek rastlanan bazı hastalıklar saptanmayabilir. Çünkü bazı bulgular muayeneden birkaç ay sonra ortaya çıkabilir.
Akut Eklem Romatizması veya Kalp Romatizması olarak da adlandırılan bu hastalık A grubu Beta Hemolitik Streptokok adını verdiğimiz boğaz enfeksiyonuna neden olan bir bakteriye karşı vücudun gösterdiği anormal ve abartılı bir tepki sonucu vücudumuzun savunma hücrelerinin, bakterinin yapısına benzerlik gösteren kalp kapak ve dokularına hasar vermesi sonucu ortaya çıkar.
Kalp Romatizması genel olarak eklemlerde gezici karakterde ağrı, şişlik, kızarıklık, yürüyememe, ve sıcaklık ile kendini belli eder. Ayrıca ciltte döküntü, cilt altında şişlik, el ve kollarda istemsiz hareketlerle başvurular. Ancak bazen sadece gezici eklem ağrısı veya el ve kollarda istemsiz hareket ile de başvurabilirler. Böyle hastaların tansı daha zor olabilmektedir.
Kalp romatizması iyi bilindiği üzere eklemleri yalar ama kalbi ısırır. Bu nedenle çocuk kardiyoloji uzmanı tarafından mutlaka ayrıntılı bir tedavi ve takip planına alınmaları gerekir.
Kalp romatizması edinsel kalp hastalıkları içinde en sık görüleni ve en önemlisidir. Bu hastalıktan korunamanın en iyi yolu 3 haftada bir yapılan Depo Penisilin şeklindeki üç hafta boyunca etkinliğini koruyan ilaçtır. Biraz ağrılı bir iğne olsa da hastanın hayatını ve kalbini koruyucu bir yöntemdir. Gereksiz yere bu ilacı kullanmamak için bu ilacı mutlaka çocuk kardiyoloji uzmanının tavsiyesiyle yapmak gerekir.
Hastanın kalbini etkilenme durumuna bağlı olarak bazen 5 yıl bazen de yaşam boyu bu iğneyi yapmak gerekmektedir.
Damar genişlemesi ve tansiyon düşmesi sonucu beyine kanı götüren damarlarda bu görev yerine getirilmezse insan bayılır. Beyinin kansızlığa tahammülü yoktur. Mutlaka kanın tüm vücut gibi beyine de sürekli gitmesi gerekir.
Eğer bir insan oturduğu yerde bayılıyorsa, bayılması eforla ortaya çıkıyorsa, çarpıntı sonrası bayılıyorsa bunlara mutlaka ayrıntılı inceleme yapmak gerekir. Ayrıca bayılmayı epilepsi dediğimiz sara hastalığından ayırd etmek de son derece önemlidir. Gerektiğinde hem çocuk nöroloji hem de çocuk kardiyolojisinin hastayı ayrı ayrı veya beraber değerlendirmeleri gerekir.
Normal çocuklarda kalp çalışırken ortay bazı sesler çıkmaktadır. Kalpte delik veya darlık olduğu zaman ortaya çıkan ekstra sesler hekimlerin hastalığı teşhis etmeleri için değerli fizik muayene bulgularıdır. Bununla beraber bazı çocuklarda masum üfürüm adını verdiğimiz kısa süreli, yumuşak sistoik üfürümler duyulabilir. Bu üfürümler kalp hastalığı ile beraber olmadığı için masum üfürüm olarak adlandırılırlar. İngilizcede Üç S kuralıyla tanınırlar: Sistolik, Short: Kısa, Sotf: Yumuşak. Bir üfürümün masum bir üfürüm mü yoksa kalp hastalığına bağlı bir üfürüm mü olduğunun ayırıcı tanısını çocuk kardiyolojisi uzmanının karar vermesi en doğru olan yaklaşımdır. Bu neden üfürümü olan tüm çocukların çocuk kardiyoloji uzmanına başvurmalarında yarar vardır.
Enfektif endokardit ve Kawasaki hastalıkları uzun süreli ateşle kendini belli eden hastalıkalrdır. 5 günü süren ve sebebi açıklanamayan ateşli çocuklarda çocuk kardiyolojisi uzmanına danışılmlarında yarar vardır.
Nezle bildiğiniz gibi virüslerin neden olduğu genel olarak masum bir hastalık olmasına rağmen nadiren Miyokardit dediğimiz ağır kalp hastalığına da neden olabilirler. Nezlesi olan bir çocukun ateşle orantısız olarak kalbi hızlı atıyor, abartılı bir terleme, nefes almada zorluk, hızlı nefes alıp vermesi varsa hastada miyokarditten şüphelenip çocuk kardiyolojisi uzmanına başvurmak gerekir.
Bazı Doğumsal kalp hastalıkları Genetik sendromu olan çocuklarda daha sık olarak görülürler. Bunlar içinde en sık görülenler Down Sendromu, Marfan sendromu Di George Sendromu, Turner sendromu, Williams sendromu, Noonan sendromu ve uzun QT Sendromlarıdır. Bununla beraber genetik bir sendrom olmadan da Doğumsal Kalp hastalıkları görülebilmektedir.
Bazı Doğumsal Kalp hastalıkları sinsi bir seyir gösterip rutin muayenede saptanmayabilir. Böyle hastalarda gelişme geriliği, hastalığın tek belirtisi olabilir. Bu nedenle gelişme geriliği olan hastalara kardiyolojik açıdan muayene yapılmasında yarar vardır.
Doğumsal kalp hastalıkları, Kalp enfeksiyonları, ritim problemleri, Kalp romatizması, Kawasaki hastalığı gibi durumlarda Kalp Yetmezliği görülebilir.
Kalp yetmezliğinini en önemli bulgusu çarpıntı, kardiyomegali, çabuk yorulma, çabuk terleme, hızlı nefes alıp verme, zor nefes alıp verme, terleme ve memeyi emereken çabuk yorulmadır.
Kawasaki hastalığı genellikle beş yaş altı çocuklarda görülen ateş, ciltte döküntü, konjunktival kızarıklık, boyun lenf bezlerinde büyüme, ağız içi ve el ve ayaklarda değişiklikler ile karakterize bir hastalıktır.
Beş günlük ateşle beraber nedeni anlaşılamayan ateşle beraber;
Gözlerde kızarıklık, sulanma,
Ağız ve dudakta değişiklikler, çilek dili
El ve ayakalrda soyulmalar, şişlikler
Vücutta döküntü
Boyunda tek taraflı şişlik ile karakterize bir hastalıktır. Ateşin yüksek olması, uzun sürmesi ve nedeninin anlaşılamaması çok önemlidir. Erkenden kalbin koroner arterlerinde darlık ve genişlemelere neden olduğu için çocuklalrda bile kalp krizine neden olabilmektedir. 1 yaş civarında bypass gereken hastalar vardır.
Doğumsal kalp hastalıkları, akciğerlere fazla kan yolladıkları zaman buradaki koruyucu hücreler olan Alveolar Makrofajların koruyucu etkisis azalır, fazlalaşan kan akımı da akciğerde göllenme ve enfeksiyona zemin hazırlar. Sonuç olarak hastalarda tekrarlayan Akciğer Enfeksiyonuna eğilim olur. Bu nedenle tekraralayan akciğer enfeksiyonlarına kalp inclemesi yapılması gerekir.
Özellikle obezitenin çocukluk çağına inmesiyle beraber HT da çocukluk çağında da artan oranda görülmeye başlamıştır. Özellikle Cips kültürü, fast food alışkanlıkları, cola, tuz ve şeker tütektiminin azaltılamsıyla bu tip hastalıklardan korunmak mümkün olabilir.
Bazı Doğumsal Kalp hastalıklarında akciğer fazla miktarda kan gider böyle hastalarda akciğerdeki fazla kan hastanın hızlı nefes alıp vermesine, nefes alıp vermede zorlanmasına neden olabilir. Bu tip hastaların ameliyattan sonra iyileştikleri ve kilo almaya başladıkları görülür.
Obezitenin başlı başına kalp damar hastalıklarına zemin hazırlayan önemli bir risk faktörüdür. Ayrıca obezite Dibetes mellitus ve hipertansiyon için de önemli bir risk faktörüdür. Kalp dışında da kemik ve eklem sağlığımız da olumsuz etkileyebilen risk faktörleridir.